27 Kasım 2016

Kitap Alışverişi #28


   Bu fotoğraf büyük bir hayalin gerçekleşmesinin sonucudur. Sahafları gezmeyi, o güzel kapaklara ve ciltlere hayranlıkla bakmayı ve güzel kitap önerilerini almayı çok severim. Bu yüzden İstanbul'da sahaf festivallerini gezmeyi çok istiyordum ve çok şükür bu yıl yarım saatliğine bile olsa hızlı bir turla gezebilme fırsatını elde ettim. O kadar hızlı gezdim ki rafları araştırmaya ve dolu dolu bakmaya fırsatım yoktu. Bu yüzden Beyoğlu Sahaf Festivali'nde hedef olarak zaten toplamaya çalıştığım Altın Klasikler ve Nobel ödülleri serilerine bakmaya karar verdim hem kapak tasarımlarını bildiğim için raflarda bulması kolay oluyor. 


   Gezmeye başladığımda ikinci veya üçüncü dükkanda bu üçünü aynı sahafta buldum. Birkaç kitap daha vardı ama şömizleri çok iyi durumda değildi o yüden vazgeçmiştim. Bu üçüne 40 lira vererek kârlı bir alışveriş yaptım. Nana'nın kapağına bayıldığımı ayrıca belirtmek istiyorum. Dükandan çıkarken diğer dükkanlarda da bayağı bu kitapları bulacağımdan çok ümitliydim çünkü daha en başta fazlaca bulmuştum ama düşündüğüm gibi hiç olmadı. 


   Vaktim de olmadığı için sırasıyla her bir kısma aceleyle ve hızlı bir göz taramasıyla geçerken başka hiçbir yerde ne klasik ne de nobel serisine rastlayamadım ta ki çıkışa yakın bir dükkanda rastlayana kadar ve ondan da Delikanlı resmen parlıyordu. Bunu da 25 liraya çok uygun bir şekilde aldım. Festival çok hoştu hatta ben gezerken müzayede bile yapıyorlardı. Tahminimden daha az dükkan vardı, bu beni biraz şaşırttı ama doyasıya gezemediğim için de üzgünüm. Ne diyelim sağlık olsun.


   Bir ay önce gibi kitaplığımı düzenlerken elimden çıkarmak istediğim kitaplar vardı. Birazını dağıtmıştım ama elimde kalan yine çok olunca sahafa gidip verdim. Seçtiklerini aldığı için elimde hala kitap var ama gidilecek yerleri belli. Sahafın aldıklarına karşın ben de yerine bu dört kitabı seçtim. 5 kere dolanmama rağmen en sonunda Mutluluğu Beklerken'i fark etmem çok garipti. Bir türlü görmemişim ve alınacak son kitabı arayıp duruyordum ve neyse ki bunu sonunda gözlerim gördü ve okumayı en merak ettiklerimin arasında. 

24 Kasım 2016

Kitap Alışverişi #27


   Nisan'dan beri kitap almıyordum ama son dönemlerde okul için bir şeyler alınca yanına merak ettiğim bir kaç bir şey de ekledim diye yazarken fark ettim ki alanım adına sadece 3 kitap (belki 5 de diyebiliriz) alıp gerisi genel merakım üstüne alınmış olanlar.  Kitap almak için buralara bahane yazmama gerek yok sanırım. ^-^


   Bir arkadaşımla konuşurken muhabbet arasında Mutlu Prens geçti ve okumadıysan oku çok hoş bir kitap dedikten sonra alışveriş sitelerine bakındım ve bu İngilizce versiyonunun kapağı çok hoşuma gitti. Book Depository'de çok uçuk bir fiyat olmayınca bu edisyonunu almaya karar verdim. Book Depository'i denemek amaçlı kitap aldığım için 2 yıldır aklımda kalan ve gördüğümde almadığıma pişman olduğum Dubliners'ini de en sonunda aldım. Tabii aldım sürede dolar bu kadar da uçuk değildi. İlk önce The Happy Prince'i yolladılar 12-13 iş gününde geldi ve ben yanında Dubliners de gelir diye düşünmüştüm ama gelmedi ama hala yola da çıkmış gözükmüyordu. Mail attığımda 12 gündür yola çıkmadığı söyledim ve hatalarını kabul edip hemen ertesi gün yolladılar. Çok hafif kapağında hasar var ama yine de geldi. Sonuçta aksaklık olsa da ilgileniyorlar. Bu bakımdan memnun kaldım ama alacağınız kitaplar ciltli ve kalın kitaplarsa öncelik olarak Amazon'a bakmanızı tavsiye ederim daha ucuza gelebilir. Her ne kadar Book Depository dünyanın her yerine ücretsiz gönderim dese de ip adresinden ülkeyi belirleyip fiyatlara kargo ücreti eklenmiş oluyor. Fakat Amazon'da böyle ciltsiz ve normal kalınlıklardaki kitaplar da Amazon daha pahalıya gelebiliyor. Sonuç olarak hangi kitabı alacaksanız iki siteyi de kontrol etmekte fayda var. 

   Rebel of the Sands'a D&R'ın mağazında 24 lira gibi bir fiyata denk geldim ve bu kitabın kapağını çok beğeniyordum. Uçuk fiyatlarda olmadığı için bunu internetten almakla uğraşmadım. 


   Portakal Sanat'ın 100. yılına özel çıkardığı dört kitaptan bu ikisi elimde yoktu o yüzden alışverişimin nedenini bu kitaplar oluşturuyor. Elime geçince hemen başlamak istemiştim ama olmadı sanırım biraz ara verip daha az yoğun olduğum dönemde başlamayı düşünüyorum. 


   D&R'ın indiriminde bazı kitaplar 9.90 ve %50 indirimdeydi. O yüzden merak ettiğim bu ikisini aldım. Aslında Ölçüler kitabını almak istiyordum ama hiçbir yerde kalmamış ben alana kadar. Şimdi kampanyada kitaplar değişmiş Sanat ve Mitoloji kitaplarını almak istiyorum ama büyük ihtimalle onları alana kadar yine bitmiş olacaklar. :( 


   Ekim ayında okuduklarımda yazmıştım Bir Türk Kadının Avrupa İzlenimleri'ni nasıl sevdiğimi. Hâl böyle olunca Zeynep Hanım'ı daha yakından tanımak için kitapta tavsiye edilen Haremden Kaçanlar ve Oryantalizmi Yeniden Düşünmek kitaplarını büyük bir hevesle satın aldım. Okumak için çok meraklanıyorum ama güzel vakitlerimi vermek istediğim için yine şu aralar okuyamıyorum. Yanlardaki iki kitabı alırken Eganba'yı tercih ettim denemek istediğim için ve kargo geldiğinde fark ettim ki aldıklarımın arasından bir kitabı koymamışlardı ama sitede teslim edildi diye gözüküyordu. Aradığımda durumu ilettim, anlayışla karşıladılar ve yolladılar. Yine tercih eder miyim? Fiyatlarına ve stok durumuna göre yine tercih edebilirim. 


   Bu kitapları aldım ve ben bu yazıyı yazana kadar çoktan okumuş oldum. Bu yüzden yazıları geçen ay okuduklarımın içinde.


   Bu kitaptan hiç haberim yoktu ama Pinuccia bana hediye edince gözlerimden kalpler çıkıyordu. Nasıl teşekkür etsem az. Kitaba göz atınca sahaflar hakkında tam bir araştırma kitabı. Tablolarla, grafiklerle, dönemin sahaflık yapanların listesiyle ve kaynakçası epey kalın olan bir kitap. Yavaş yavaş ama çok merakla okuyacağım bir kitap olacak. 


   Okul için alınanlardan. Beyaz Küpün İçinde'yi bitirdim fakat daha Sanat ve Gölgesi'ne geçemedim. 


   İstanbul'a birkaç günlüğüne gittiğimde İstanbul Modern'e uğradığımda Türk Plastik Sanatında İlkler kitabının indirimde olduğunu ve böyle bir kitaba hep ihtiyaç duyduğumu hissediyordum çünkü Türk Sanatı'nda kaynak yetersizliği ve neyin ne zaman yapıldığı bilgisine ulaşmak kolay olmuyor. Bu nedenle bu kitabı aldığım için çok mutluyum. Dolmabahçe Sarayı'na uğradığımda fotoğraf çekimine izin verilmediği ve o şaşaaya tekrar bakabilmek için müze mağazasından bunu aldım.


  Okulun kırtasiyesinde bu kitaba çok denk geliyordum ve 75 lira olduğu için geri duruyordum ama grafik tasarımı tarihi için çok sağlam bir kitap. Şimdi altıncı edisyonu Amazon'da indirimle 70 dolar olduğu için dördüncü edisyonda bu fiyata bayağı tatmin oldum ve okuldan başka bir yerde bulabileceğimi düşünmediğim için daha da fazla bekletmeyip almayı tercih ettim. İleride iyi bir param olur o zaman yeni baskısını almayı düşünürüm. :) 

6 Kasım 2016

Okunanlar | İzlenenler Ekim '16


Duveen Antikacıların Pîri - S.N. Behrman
Doğan Kitap

   Eylül ayında Portakal'ın Yüzyılı'nı bitirince ara vermeden Portakal Sanat'ın çıkardığı dört kitaptan diğerine başlamıştım ve oldukça zevkli bir okuma oldu. Joe Duveen'in yaşam öyküsüyle birlikte ilerleyen kitap, Amerika'daki sanat koleksiyonerliğinin gelişimi hakkında bilgiler sunuyor. Duveen'in Londra, Paris gibi topladığı eserleri Amerika'ya getirip satış işine New York'taki amcasının dükkanında başlamıştır. Duveen'in sanat piyasalarıyla oynaması, eseri ortaya çıkaran ressamın veya heykeltraşın isminin yanısıra o eserin Duveen eseri olup olmaması bile o eserin satışında ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Duveen, Mellon, Huntington, Rockefeller,Kress, Morgan gibi Amerika'nın önde gelen isimlerine tablolar satmıştır. Bunun yanısıra eser sattıkları kişilere bir prestij de sağlamaktadır çünkü aldığı eser Duveen eseridir. Ayrıca Mellon'a kurdurttuğu Washington Ulusal Sanat Müzesi ile eserleri ve adı ölümsüzlüğüne ulaşmıştır.

   Eğer aklınızdan sanat eserleri, tablolar neden pahalı ya da neden zengin bireyler sanat koleksiyonu oluşturmak ister gibi sorularının cevabı bu kitapta açık açık yazılmasa da okudukça saklı bazı bilgiler bulunabilir. 

Beyaz Küpün İçinde Galeri Mekanının İdeolojisi - Brian O'doherty
Sel Yayıncılık

   Sanat galerilerinin işleyişininden ve nasıl bir gerçeği olduğundan bahsetmektedir. Özellikle ilk bölümlerinde beyaz küpün yani sanat galerilerinin oluşturduğu etki çok güzel örneklerle sunulmaktadır; yangın alarm düğmesinin bile sanat objesi olarak gözükmesi gibi. Bu anlamda bir ilginiz var ise okunması gereken temel kitaplardan biri. 


Yalnızlık - Natalio Grueso
Pegasus Yayınları

   Pegasus'tan yeni hangi kitaplar çıkmış diye bakınırken Yalnızlık kapağıyla ve ismiyle çok dikkatimi çekmişti. Okuyup okumama konusunda kararsız kalmıştım çünkü kitap hakkında herhangi bir okuyucu yorumuna denk gelememiştim. Sadece kapağında Mario Vargas Llosa ve Paulo Coelho'nun yorumları olduğunu görünce bir şans vermek istedim. Kitabın ilk bölümleri bağlantıları çok güzeldi ve merakla ilerlerken ne olduğunu anlayamadan konu koptu ve kitaptan koptum. Sanki iki kitabı birleştirmişler gibi hissettim ve yarım bırakmak istedim. Yine de zorlayıp sonuna kadar ilerlediğimde büyük hayal kırıklığı yaşadım. 



Bir Türk Kadınının Avrupa İzlenimleri - Zeynep Hanım (Önsöz-Buket Uzuner)
Everest Yayınları

   Kitap alışverişi yaparken yeni çıkanlarda bu kitaba rast geldim ve hemen incelemeye başladım çünkü adı, mektuplardan oluşması, konusu ve önsözünün Buket Uzuner'den olmasıyla hemen sepete attım. Gelmesiyle hemen başladım ve bitirdim. 1906 yılında, yakalanırlarsa sonunda ölüm olmasına rağmen kardeşiyle birlikte haremden kaçıp Avrupa'ya giderler. Bu kadar riskli bir kaçışın nedeni ise çok büyük: kadınların kendi ailelerinde bile söz hakkının olmaması ve birey yerine konmaması. Kitaptan çok az aktarmak gerekirse Zeynep Hanım'ın babası, II. Abdülhamit döneminde Dış İşleri Bakanlığı genel sekreti Nuri Bey'dir. Zeynep Hanım, doğulu ve batılı eğitim ile yetişip altı dil bilmektedir. Çocukluğunda her şey iyi gitmektedir çünkü kendini özgür hissetmektedir ve her etkinliğe, her yere gidebilmektedir. Bir zaman gelir ki yaşmak ve ferace kullanıp gidebilecekleri, görebilecekleri , konuşabilecekleri çoğu şey ve çoğu kişi sınırlanmaktadır. Kendisine en fazla gelen durum ise babasının kendisine bile sormadan bir kişiyle aniden evlendirmesi ve bunların sebebiyle kaçış fikri aklına yerleşmiştir. Avrupa'ya gitme nedeni ise orada kadınların özgür olarak ve fikirlerine sahip çıkıldığının gösterilmesidir ama mektuplarından anlaşılacağı üzerine bu durum pek de öyle değildir. 

   Kitap Uzuner'in önsözüyle başlıyor ve o kısımda Zeynep Hanım'ı daha da tanımak için tavsiye edilen iki kitabı da satın aldım. Biri Kapı Yayınları'ndan çıkan Reina Lewis'den Oryantalizmi Yeniden Düşünmek ve Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Alain Quella-Villeger'den Haremden Kaçanlar İstanbul'da Bir Devlet Meselesi ve Feminizm (1906) adlı kitaplar. Daha satın almasam da Pierre Loti'nin Zeynep Hanım ve kardeşi Melek Hanım'ı ele aldığı Bezgin Kadınlar adlı kitabını da almak istiyorum. Önsözdeki bilgiler sonunda Zeynep Hanım'ın mektupları başlıyor. Bu mektuplar İngiliz bir arkadaşına gittiği şehirlerden yazdıklarından oluşuyor. Nasıl hissettiği, hayal kırıklıkları, özlemleri, sevinçleri mektuplarıyla birlikte akıyor. 

   Bayıla bayıla okuduğum ve çok sevdiğim bir kitap oldu. Araştırdıkça daha neler çıkacak kim bilir! 


Lâ - Nazan Bekiroğlu
Timaş Yayınları

   Nazan Bekiroğlu'ndan okuduğum ilk kitap Nar Ağacı'ydı ve çok sevmiştim. Hâl böyle olunca başka kitaplarını da okumak istiyorum ama her zaman sıra gelmiyor ya da kitaplarını almayı ertelerken son siparişimde bunu önledim. Kitabı okuduğum dönemde beni yormayacak ve duygu yüklü bir şeyler okumak isterken Lâ çok iyi denk geldi. Herkesin bildiği bir olayı yazar o kadar güzel aktarmış ki huzuru da beraberinde getiriyor. Lakin sonları verdiği huzuru alıp götürüyor, insanoğlunun yapabileceklerini işaret ederken. 


Kazananın Laneti - Marie Rutkoski
Pegasus Yayınları

   Bu ay Kitap Oburları ile gerçekten beni şaşırtan ve memnun eden bir kitabı okuduk. Yorumu ise linkte


   Bu ay izleyebildiğim tek film Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları. Filme bayıldım. Kitaptan uyarlaması bana göre harika olmuş. Afişe bakınca oyuncular konusunda pek emin değildim ama herkes rolüne o kadar yakışmış ki izledikçe karakterler de zihnimde oturuyor. Eva Green ise rolünde harikaydı gerek kostümü gerekse oyunculuğu filme çok yakışmış. Kitapta okurken bazı yerleri tam yerleştirememişim ki film sayesinde şimdi her şey yerli yerine oturdu.


   Yazın izlediğim film sayısına bakınca büyük bir düşüş yaşadım ve sorumlusu Gilmore Girls. Birkaç ay önce ilk bölümünü izleyip beni sarmamıştı ve devam etmeyi düşünmüyordum ama onca aradan sonra Netflix'te yeni bölümü olacağını görünce merak ettim ve tekrar başladım. Sonuç ise bayıldım ve beni o kadar sardı ki her gün en az bir bölüm izlemesem rahat edemiyorum. Yazın izlemeye başlayınca olmamasının nedeni ise bu dizinin tam bir sonbahar dizisi gibi olmasıymış. Şimdiden ikinci sezonun yarısına geldim bile. Eğer sonbaharda bir dizi arayışındaysanız bu diziyi öneririm. Ben biraz geç kalmışım başlamak için yaklaşık bir 16 yıl çünkü ilk bölümü 2000 yılında çekilmiş ve o dönemleri de görmek çok güzel oluyor.  

3 Kasım 2016

Kırtasiye Alışverişi #15


  Haziran başından beri doğru düzgün bir şey almıyorum (yazısını Eylül'de yazdım, orası ayrı) ama beni Bershka dün batırdı. Normalde Bershka'ya çok giren biri değilim ki çoğunlukla aksesuar kısımlarına bakarken kırtasiye ürünleri görünce gözüm döndü. Özellikle sticker not kağıtları seti, diğerleri onu da mı alsam bunu da mı alsam diye düşünürken bir anda elime aldıklarım oldu. 


   Mesela şu karede çok ürün yokmuş gibi gözükse de kasada anında 100 lirayı buldu. Aliexpress'ten mi alsam bunların yerine diye düşünürken kalitelerini beğendiğim için mağazada bırakamadım. Defter A4 ebatında olmasa da ona biraz yakın ve 13 lira. Bu boyda pembe tonlarında bir çeşit daha var. Küçük defterler de mevcut ve baktığım bir kaçı kareli olduğu için ya da satır genişlikleri dar olduğu için bıraktım. Favorim olan bu sticker not kağıdı 30 lira olsa da altın sarılı detaylarına aslında her şeyine bayıldım. Peki ya bantlar? Onlara da bayıldım, özellikle mint yeşili üzerine yıldızlı olan. Yedeklemeyi düşünüyorum çünkü uzunlukları az gibi ve fiyatı set olarak 13 lira. Damga seti mürekkebiyle birlikte satılıyor ve diğer setteki mürekkep rengi mint yeşilinden koyuydu ama çok beğenmeme rağmen almadım çünkü setin içindeki damgaları pek beğenmedim. Fiyatı 23 lira ve biraz pahalı olsa da sağ taraftaki üçlü için değil de diğerleri için beğenerek aldım. Son olarak da pandalı sevimli bir telefon kabıyla ayrıldım. 


   
  Hallmark'ın kart tasarımlarını çok seviyorum ve ben bakmaktan kendimi alamıyorumdum. Geçmiş zamanlı konuşuyorum çünkü Amerika'da bulunduğum süre boyunca hiç görmediğim çeşit çeşit, reyon reyon kartlardan başım dönüyordu. Sıkıldığım zamanlarda markete gidip kartlara bakıp incelerdim. (Çok ciddiyim) İçlerinde müzikli kartlar mı, kıyafetliler mi, üç boyutlular mı aklınıza ne gelirse. Yani olayı sadece kağıtta bırakmıyorlar. Hatta şu alışverişimde o çeşitlerin minik kısımlarını görebilirsiniz. 

   Yukarıdaki kartları D&R'da gördüğümde Hallmark olduğunu anlamıştım ve özellikle yıldızlı olanı bayıla bayıla aldım. Zarfı da bu şekilde renkli renkli. Doğum günü pastalı ise Türkiye'de basılmış ve içinde Türkçe yazılı olanı. Bunu da renklerinden dolayı çok sevdim. Fiyatları 10 lira gibi bir şeydi.


   Birkaç günlüğüne İstanbul'a gitmiştim ve güya ne kırtasiyelere uğrayacaktım olmadı. İstiklal Caddesi'nde Panter Kırtasiye'ye uğradım ama beklentilerimi karşılayacak bir şey bulamadım. Tesadüfen Çengelköy'de Babil Mekan'a rastlayınca içeri daldım ve gökkuşağı rengindeki ince bant seti ve mini post-it leri aldım. Fiyatları ise uygun sayılır: 13'e 5 gibi. Dolmabahçe Sarayı'nı gezerken hediyelik mağazasında müzeleri gezdikçe topladığım gerçek deri parşömen defteri aldım. Kalemler ise okulun kırtasiyesinden. Faber'in brush kalemleri beklediğimden çok çok iyi çıktı. Asıl şaşırtıcı olan ise Bic markasının gümüş kalemi çünkü anında rengini veren Sharpie'den daha kolay yazımı olup ve daha ucuz olması harika değil mi!