28 Şubat 2016

Pazar'ın çift taraflı yönü...



   Pazar günü verdiği keyifle hem rahatça geçirilebilecek bir günken bazen benim için ileriki günleri düşünme stresiyle de geçiyor. Neler yapılmak zorunda, ne kadar işim var, ne zaman bitecek bunlar gibi daha birçok neden soruları oluşturailirim. Bugün kendimi biraz serbest bıraktım; sabah sınıfın müze gezisi vardı ders içeriği olarak ona katıldım, gidiş-dönüşte bu kitabı bitirdim, biraz ders notlarına baktım, azıcık dergiye göz attım (dağ gibi biriktiler) ve bir kaç bölüm de dizi izleyerek günü bitirmiş sayabilirim.

  Bu arada bloga bakarken gözlerime inanamadım, Bloglovin'e koydukları yasak bitmiş sonunda. 

27 Şubat 2016

[Blog Tur] Linger No:1 Ölüm Vahşi Bir Gecedir - Edward Fallon | Alıntılar


Kitap: Linger No:1 Ölüm Vahşi Bir Gecedir / Dying is a Wild Night ( A Linger Thriller #1)
Yazar: Edward Fallon
Yayınevi: İndigo Kitap
Tür: Fantastik, Korku
Sayfa Sayısı: 285 Sayfa

   Lise ikinci sınıfta yaz tatilinde sıkıntıdan elime aldığım polisiye bir romanla kitap okuma alışkanlığım hızla gelişmişti çünkü elimden hiçbir polisiye, korku romanlarını bırakamıyrdum. Hala daha ara ara çok severek okurum. Bu nedenle hafif fantastik ve korku ögelerinin birleşimi olan Linger'ı görünce şöyle böyle umutluydum. 

   İlk bölümlerinden itibaren bir gizemle başlayan kitap, daha sonraları içine gerçekten çekmeyi başarıyor ve kısa sürede bitirttiriyor. Fakat belli bir noktaya kadar basımda yazım hataları o kadar çoktu ki kitaptan bir soğuma geliyor. Yine de kitaba başlayınca klasik polisiye tadı geliyordu ama öyle bir karakter ortaya giriyor ki ortamı fantastik bir havayla dolduruyor. Sonu açıkcası beni fazlasıyla tatmin etti ve merak ettirdi ki zaten bu seri şuan 5 kitaplık bir seriymiş. Güzel bir kitap ve biraz yazım hatalarına uğramış maalesef ama seriye devam etmem sanırım.

ALINTILAR

- Sesindeki zehri hissedince şaşırdı ama yarası hâlâ açıktı ve onu saklayacak havasında değildi. 
- O gün gelecekti. Adı gibi emindi bundan.
Ve geldiğinde de, öfkesini kana bulayacaktı. 
-... sevdiğiniz insanların sanki hastalıklı birer hayvanmış gibi kesilmelerinin nasıl hissettirdiğini anlamadığımı söyleyerek sizi aşağılamayacağım. 
- Sen Tanrı rolünü oynayıp insanların gelecekleri üzerine sadece varsayımlar ve paranoyak fantezilere dayanarak kararlar veriyorsun... 
Eğer insanlar bu çizimleri neden yaptığımı bilseydi, yeteneğime özenmezlerdi.
- Hissedebiliyorum, Kate. Her tarafımdalar, hissedebiliyorum. 
- Şu an için önemli olan tek şey nereye gittiğimiz.


6 Şubat 2016

Okunanlar | İzlenenler - Ocak '16


   Ocak ayında iki haftacık tatilimin vardı ve yapabildiğim şekilde hemen kitaplara gömüldüm. Bir kaç aydır okunamayan ya da ayda bir iki kitabı anca bitirince o iki hafta bana o kadar iyi geldi ki şimdi yine talihsiz az okunan günlerime dönüyorum. Artık eskisi gibi de tek tek kitaplar hakkında düşüncelerimi yazamadığıma göre kısa kısa da olsa aylık raporlama sistemi yapmak istedim.


1. Kule Efendisi / Anthony Ryan 
İthaki Yayınları

   Sağolsun İthaki Yayınları Aralık ortasında bayıldığım Kan Şarkısı'nın ikinci kitabını yolladı. 1 aydır okuyamadığım her gün aklımda keşke Kule Efendisi'ni okusam artık diye geçirirken tatilin başlamasıyla elime bu kitabı aldım. Kan Şarkısı'nı okuyalı üstünden çok geçince ilk başta ikinci kitabı yakalamakta zorlandım ama okudukça yakalaması kolay oldu. Yine muhteşem bir epik fantastikti. Sayfaları çevirdikçe heyecan hep yukarılara çıkıyor ve gerilimi de öyle. Şarkı (ilk kitabı okuyan anımsar) yine hem kitabı hem okuyucuyu götürüyor ama sonu öyle bir yerde bitti ki devam kitabını dört gözle bekliyorum.


   2. Alev / John Steinbeck 
Varlık Yayınları

   Alev kısaca sevdiğiniz için neler yaparsınız, neleri göze alırsınız, sevdiğiniz kişi için onun iyiliği için başkasından hamile kalmaya ne kadar cesaretlisiniz gibi sorulara indirgenebilir. İnternetten özetine kolayca ulaşılabilir. Açıkçası beğendim ve hareketliliği kitabı hızla okunabilir yapıyor ki zaten kısacık. 

3. Bir Numaralı Evde Olanlar / John Steinbeck
Varlık Yayınları

   Kısa kısa öykülerden oluşuyor ve biraz toplama bir kitap olmuş. Arada bir kaç öyküyü beğendim ama genelinde çok beğenmedim. 

4. Bir Delinin Hatıra Defteri / Gogol
Varlık Yayınları

   3 kısımdan oluşan kitapta en çok Palto hikayesini sevdim ama o muhteşem gösteri ise en merak ettiklerimden. 


5. Cadı Avcısı / Virginia Boecker
Yabancı Yayınları
   Yorumu yarın blogda ^-^


6. Un Lun Dun / China Mieville
Yordam Kitap

   Sanırım bu kitap alınmayı iki yıldır falan alınıp okunmayı bekleniyordu ve gerçekten çok merak ediyordum. İdefix indiriminde uyguna bulunca sonunda aldım ve daha fazla ertelemeden okudum. Açıkçası konusunu okumadan hep karakterleri 18-20 gibi bekliyordum ama ana karakterlemiz 12 yaşında. Süt kartonun bile karakter olduğu bu güzel kurguda farklı yollardan Londra'nın aksine ulaşıyoruz ama ulaşmadan önce Londra'da duman ile ilgili bir şeyler oluşuyor ve iki karakter yola çıkıyor mu bir anda kendilerini beklemedik yerde mi buluyor? Kurgusu çok çok güzeldi ve her zaman seçilenlerin her işte koşmaması gerektiğini de bir güzel gösteriyor. 


7. Bazen Bahar / Melisa Kesmez
Sel Yayıncılık

   Kitap fuarına gittiğimden Sel Yayıncılık'tan Melisa Kesmez'in ilk kitabını alıp tanışmak istiyordum ama ilk kitap kalmadığı için yeni çıkan kitabını aldım. Instagram'da herkes beğenisini o kadar çok dile getiriyordu ki merakımdan aldım. Geçen haftada Cermodern'de yazarın söyleyişisi var diye okumaya başladım (söyleyişiye gitmedim o ayrı). Okuduğuma o kadar memnun oldum ki anlatamam. Hatta goodreads'te kitap biter bitmez yazdığım bir kaç şey yeter sanırım. 

Kalbimi buran, düğümleyen, lime lime eden bir kitap beklemiyordum. Doğru zaman, doğru kitap olmasını beklemiyordum. Gözlerimi doldurabilecek bir kitap beklemiyordum. Yazılmamış mektupları yazdırabilecek kadar güçlü bir kitap beklemiyordum. 
Bunları beklemediğim için mi kitap bu kadar dokunaklı yoksa yazılmamış mektupları yaz dedirttiği için mi kitap bu kadar dokunaklı? Yoksa o hüzünlü öykülerden ışığı tekrar yakacak gücü verdiği için mi kitap bu kadar etkili?



8. Matisse Öyküleri / A.S. Byatt
Can Yayınları

   İçinde üç öykü bulunduran ve içinde resim sanatını ele alan ilginç öykülerden oluşuyor. Tahminimden daha iyi çıktı ve kısa kitaplar için hemen okundu. 



   İkinci film sinemaya girmeden önce Tv8'de ilk filme denk gelmiştim. Filmde bir an kendimi gördüm; mavi oda, kitaplar, kendini bırakmışlık, umutsuzluk. Kendimi izliyorum sandım ve gerçekten çok eğlenmiştim. Sinemaya özellikle bunu izlemeye gitmezdim ama denk geldi diyelim. İlk film kadar çok güldürmedi ama yine de Ezgi Mola parlıyordu. 


   Netflix'te gezerken bu dizini afişine bayılıp başladım. İlk sezonu bitirdim hatta ikinci sezondan da iki bölüm gitti bile ki iki sezonluk toplamda 16 bölümlük bir dizi. Dizi 1890'ların İngiltere'sinde The Paradise mağazasını ele alan bir dizi. Mağaza kadınların cenneti olan kumaşlar, kurdeleler, düğmeler, şapkalar, aksesuarlar ile ilgili her şey var. Zaten izledikçe gözlerde renklerle ve süslü İngiliz kadın kıyafetleriyle dolu dolu oluyor. Aslında ilk bölümleri çok durağan ama sonradan açılıyor ve küçük entrikalarla doluyor diyebilirim. The Paradise Emile Zola'nın kitabından uyarlanmış ama kitabın Türkçe çevirisi var mı bilmiyorum ama güzelce dizi işlenmiş. 

Kış Okuma Şenliği 2015-16 | Durum Raporu

Şenlik her ne kadar Aralık'ta başlasa da ben ancak Ocak'ın ikinci yarısı iki hafta okuyarak ilk yarıyı tamamlayabildim. Bu nedenle şenlikte yine performansım çok iyi değil.


1. Kategori (10 puan): Şenliğimizin destekçisi Yabancı Yayınları'ndan çıkan bir kitap.
 

Cadı Avcısı / Virginia Boecker / Yabancı Yayınları / 397 Sayfa

14. Kategori (10 puan): Türk kadın bir yazardan bir öykü kitabı.

Bazen Bahar / Melisa Kesmez / Sel Yayıncılık / 110 Sayfa



18. Kategori (Her kitap 5 puan, 4 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 40 puan): 150 sayfadan kısa 4 kitap.

Bir Delinin Hatıra Defteri / Gogol / Varlık Yayınları / 101 Sayfa

Matisse Öyküleri / A. S. Byatt / Can Yayınları / 111 Sayfa

21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 90 puan): İsmi bir kelimeden, iki kelimeden, üç kelimeden, dört kelimeden, beş veya daha fazla kelimeden oluşan birer kitap.

Alev / John Steinbeck / Varlık Yayınları / 108 Sayfa

Kule Efendisi / Anthony Ryan / İthaki Yayınları / 642 Sayfa
Un Lun Dun / China Mieville / Yordam Kitap / 523 Sayfa
Bir Numaralı Evde Olanlar / John Steinbeck / Varlık Yayınları / 109 Sayfa


Puanlama

Toplam 8 kitap ve 2 si 18. Kategoride olduğu için (6x10)+(2x5)= 70 Puan
Toplam 2,101 sayfa olduğu için 21 puan
Toplam 91 Puan

[Blog Tur] Cadı Avcısı - Virginia Boecker | Kitap Kapakları


 

Kitap: Cadı Avcısı / The Witch Hunter (The Witch Hunter #1)
Yazar: Virginia Boecker
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Tür: Fantastik, Genç Yetişkin
Sayfa Sayısı: 397 Sayfa

   Küçüklüğümden beri cadılı, büyülü şeyler hep ilgimi çekmiştir. Sanırım bu çocukken 2000'li yıllarda Atv'de yayınlanan Sabrina The Teenage Witch'i kaçırmadan izlememle de ilgili olabilir. Ondan sonra da fantastik dünyaya ve ilginç büyülere Harry Potter'ı hiç kaçırmadan sinemada izlememle ilgim tavan yapmıştı. Hâl böyle olunca da Cadı Avcısı'nı Kitap Oburları olarak okuyacağımızı öğrenince çok sevindim. 


   Cadı Avcısı 16. yüzyılın alternatif İngiltere versiyonunda geçen bir kitap. Ana karakter Elizabeth Gray Kral'ın en iyi cadı avcılarından biridir ama bir anda kendisinin cadı olduğu söylenerek tutuklanır. Hapishanede ise en iyi arkadaşından gelecek yardımı beklerken bambaşka biri kızımızı kurtarmaya çalışır. Daha sonrada tüm bildiğim doğrular yanlış mıydı acaba diye tereddütlü bir şekilde dolanır. Arka planda olan daha birçok şey var ama kitabın büyüsünü bozmak istemediğim için yazamıyorum. Bazen kitapları konusu çok okumadan beklentisiz bir şekilde okumak kitaptan daha çok tatmin olmamızı sağlıyor. Bu kitapta öyle bir şey. Konusu doğru düzgün bilmeden cadılarla ilgili olduğunu ve yorumlarını güzel bulunca konusuna bakmadan okudum ve iyi ki öyle yapmışım diyorum. 


   Kitabı genel olarak beğendim. İlk başlarda ve biraz ortada konunun yavaş ilerlemesiyle sıkıldığım yerler oldu ama kitapta merak unsuru çok fazla olduğu için bir sayfa daha, hadi birkaç sayfa daha diyerek sayfaları çevirdim. Cadı Avcısı'nda okuru ters düz edecek unsur da çok fazlaydı ki bu da kitabı merakla okuttuğunun gerçeği. Maalesef, kitapta sevmediğim birkaç unsur var. Olayların 16. yüzyılda geçmesine rağmen ben hiç 16. yüzyıl tadı alamadım. Diğer unsur ise ana karakterin düşüncelerinin çok fazla tutulması. Biraz kişisel olsa da daha fazla büyü ile ilgili bir şeyler beklerdim. 


   Sevmediğim yanlar çok kişisel olduğu için kitabın güzel kurgusunu etkilemeyecek şeyler, hatta son kısımları sayfaları hızla çevirttirdi. Yabancı Yayınları'da öyle bir baskı yapmış ki şurada neler neler yazardım ama hemen aşağıda ülkelere göre kapak karşılaştırmasında beğenimi dile getireceğim. 


KİTAP KAPAKLARI

İlk olarak Alman edisyonu ile başlayalım. Cadı Avcısı'nın karanlık kitap kapakları yerine çok zıt bir şekilde bembeyaz yapmaya karar vermişler. Bazı değişikleri farklı olmak için yaparız ama başarısız olup herkesin içinde sırıtırız ya, bu da öyle bir durum olmuş. Fikir güzel ama uygulanışını sevmedim. Beyaz saçlı model ve beyaz arkaplan güzel olmuş fakat aman kitabımızın kapağı boş kalmasın diye ne varsa koymuşlar. T ve N harflerinin çubuklarını kullanarak anahtar yapmaya çalışmışlar ama N'nin altındaki anahtar parçası o kadar bağımsız duruyor ki ilk başta puzzle parçası sandım. Daha güzel bir şekilde uygulayabilirlerdi. Anahtarın süs bölümünün iki yanında ise Cadı Avcılarının mühürlerini yerleştirelim demişler ve yine olmamış. Hele ki kuşlar! Dur üst traraf çok boş kalmış iki de kuş serpişterilim diye doldurma çabasına girmişler. Tasarımda, basitlik en güzelidir ilkesi vardır. Bu kapağı sade bıraksalarmış daha güzel etkisi olacakken zorla doldurmalarla arkaplanın güzelliğini öldürmüşler. Zaten kitabın konusuyla kapağında pek örtüştüğü söylenemez. Puanım: 2

İngiltere baskısında etraftaki siyah semboller, karanlık havası ve tipografisinde yani yazılarda kullandığı sembollerle I yerine ok yapmaları gibi başarılı bir kapak olmuş. Ortadaki sembolle de çalılarla cadılığı ve ortasını delen kılıçla da cadı avını güzel yansıtmış.  Sedefli bir kağıtta ve kabartmalı bir şekilde ciltli çıksaydı eminim çok güzel dururdu ama normal kapak tercih ettikleri için çok etkileyici de gelmiyor. Yine de tasarımı beğendim. Puanım: 4







Amerika versiyonu ise çok etkileyici bir kapak tasarımıyla karşımıza çıkıyor. Ortaki daire sembolü ile başlayan kızıllık, en dıştaki yılan çemberinin sarılığı ile ben burdayım diyor. The Witch Hunter'daki tipografik oynalamalar ise başarılı bir şekilde merkeze yerleştirilmiş. Baskısı ise ciltli ve parlak şömiz ile satışa sunulmuş. Fotoğraflarda o parlaklık biraz ucuz görünüyor bana göre. Geneli mat oluğ sembollere parlaklık verilip ve kabartma yazı ile belki daha iyi olabilirdi. Zaten kabartma yazılı imiş ama tamamen parlak kağıtta etkisi yitiyor gibi gözüküyor. Ayrıca bu edisyonda kitabın başında Londra'nın merkezinin Cadı Avcısı'na uyarlanmış bir haritası var. Görsellik açısından güzel gözüküyor. Birkaç baskıda beğenmediğim noktalar olsa da genel olarak tasarımı beğendim. Puanım: 5



Gelelim Türkiye baskısına. Yabancı Yayınları baskılarında çıtayı o kadar çok yükseltti ki elimizdeki cilti kitaplar bile bunun yanında çok boş kalıyor. Sayfanın altına ekleyeceğim fotoğraflar ile bunu çok net anlayacaksınız. Tasarıma ilk baktığımızda İngiltere ve Amerika versiyonlarının karışımı gibi olmuş. İngiltere versiyonundaki sembollerin biraz farklısı beyaz olarak kullanılmış. Ayrıca İngiltere baskısıdaki kılıçlı sembol ise kitap ayracı olarak geliyor. Kapakta geri kalana baktığımızda Amerika versiyonun aynısı ama baskı da Yabancı Yayınları fark atıyor. Saydam şömiz ile sembolleri ve yazıları toplayıp ciltli kapağında ise turuncu sembolleri tek bırakıyor. Böylece iki farklı seçeneği tek bir kitapta toplandığı söylenebilir. Kapağın iç sayfalarında da semboller yer alıyor. Gerçekten harika bir şekilde basılıp okuyucuya da uçuk fiyatlarla sunmayıp bizi de bu baskıdan mahrum etmiyor. Kitabın detaylı fotoğraflarını Kitap Oburları Facebook sayfasından veya biraz aşağıda bir kısmını bulabilirsiniz. Puanım: Yıldızlı *5*














2 Şubat 2016

Kırtasiye Alışverişi #12 (Ajanda)



   İlk kez 2015'te doğru düzgün bir ajanda tutabilmiştim çünkü küçüklükte bile günlük tutmaya çalışıp başaramıyordum ama ajandada küçük küçük planları yazmak daha kolay tabii ki. Hatta 2015 ajandam şuydu:

  Bu ajandanın sayfaları aylık olarak verilip günler de küçük karelere ayrılmış. Benim o yıl ki günlük planlamalarım için çok iyiydi. Bunun gibi el boyutunda ve ince bir ajanda arıyordum ama bulamadım. Remzi Kitabevi'nde denk geldim ama ithal olduğu için pahalıydı ve vazgeçip evde var olan tarihsiz ajandayı kullanacaktım ama bu yıl için onu da pek istemedim.

   Aliexpress'ten yabancıların deli gibi kullandığı minik planner alma fikrim vardı ama 30$ gibi bir fiyattı beğendiğim. Onu da alamadım.

   Ocak sonu gelip hala ajandaya bir şey yazmamamıştım. Instagram'dan @mutlulukoyunu'nun profilinde yukarıdaki Accessorize'dan aldığı ajandayı anlatmıştı. Tam istediğim özelliklere sahipti. Tarihsiz, haftalık, çizgisiz ve A6 boyutunda. Üstüne indirimden aldığı görünce dayanılmaz oldu ve avm gezip durdum ki sonunda Kentpark'ta bulabildim. 13 küsürlü bir fiyata geldi ve içime çok sindi.

Artık gerisi ajandayı zevkle doldurmakla geçecek ve stickerlarımı değerlendirebileceğim. ^-^