Kırtasiye Alışverişi #10 (Amerika)

  2 yıldır bu alışveriş postlarını yapmamışım ne kadar ayıp bana! Yine bu fotoğraflar kaç ay önce çekildi ve kenarda bekledi. O kadar çekmişim çöp olmasın hem aldıklarıma açar açar bakarım diye paylaşmak istedim. 6 ay önce Amerika'dan döndüğümde valizlerimde kıyafetten çok böyle ıvır zıvır kırtasiye kitap doluydu. İnsan valiz dolusu kırtasiye aldım demek ister ama kaldığım süre boyunca yine de az almışım iyi tutmuşum kendimi. 

  Küçük büyük hangi markete girerseniz girin kartpostal köşesi mutlaka var. Evin hemen bitişiğinde gayet iyi bir süpermarket vardı ve ben her gittiğimde iki uzun reyon boyunca kartları incelerdim. İnsan sadece düz baskılı kartpostal görünce bu müzikli, ışıklı ilginç ilginç kartpostalları gördükçe hepsini almak istiyordum. İşin içine ne kadar atraksiyon girerse fiyat da o kadar artınca 10 dolar, 15 dolar gibi abartmadan en en beğendiklerimi almaya çalıştım. Tabii insanın aklı alamadaklarında da kalmıyor değil. 

  Bu Happy Birthday kartpostalında ucunda bir ipi çektikçe sayfalar açılıyor ve o uçak sesiyle birlikte Haaaappppy Biiiirthdaaay! gibi bir ses de geliyor. 

  Christmas ve yılbaşı zamanı için o kadar büyük bir pazar var ki kartpostallarda bunlardan bir bölümü. Yurtdışı için sanırım en güzel zamanlar şimdi başlıyor, her yer ışıl ışıl. Hoş Amerika'nın sıcak ve güney tarafında olunca filmlerdeki gibi dışarda kar yağarken şömine başında bir sıcak çikolata keyfi yapılamadı haliyle. Bu kartpostal ya da minik kıyafet görünümlü kartpostal ise Christmas içindi. Askıdan çekince ışıklar ve noel şarkısı çalıyor. Kıyafetin arkasında ise kart bölümü bulunuyor. Böyle de cici bişey. 

  Yanındaki minik zarflı kart ise sevgililer günü zamanı almıştım. 

  Ayraç çok severim ama bu tarz ayraçları sadece New York Kütüphane mağazasında ve Metropolitan Müzesinde bulabildim. Kitapçılarda vardı elbette ama neden almadım, cimriliğim mi tuttu bilmiyorum. 

  Kalem bölümüne gelince hayal kırıklığı yaşadım açıkçası. Çeşit çeşit, renk renk kalem bekliyordum ama kalem konusunda kurşun kalem çok kullandıkları için, uçlu kalem bulamadım istediğim gibi. Teneke kutuda bir kalemtraş ve kalem seti var. Yanındaki tüylü divit kalemi ve öbür kaligrafi kaleminide New York'taki en büyük Barnes&Noble'da bulduğumda çok sevinmiştim çünkü o aralar kaligrafiye takmıştım. 

  Çok ilginç ki doğru düzgün bir kalem kutusu anlayışları da yok. Hani bakıyorum şöyle güzel bişeyler bulurum diye ama yok. Kalem kutusu yerine fermuarlı dosyadan bozma şeyler kullanıyorlar. Bu nokta da hayal kırıklığına uğradım. İyi ki evden götürdüğüm kalem kutular varmış yoksa eksik olurdu. 

  Sevindiğim bir taraf var ki Sharpie marka kalemler. Her yerdeler ve ucuzlar. Bir ara çok arardım bu kalemleri ama bulduğum sadece siyah renk olurdu. Ama bir yıl içerisinde döndüğümde bir baktım ki Türkiye'de de baya baya satılıyor sharpieler metalik olanları bile. Metalikleri süper bu arada. 

  İkinci güzel yanı ise Ticonderoga kurşun kalemler. Mükemmeller! Elinize aldığınızda ağaç kokusu geliyor yoğun yoğun. O yüzden biraz bu kalemlerden almış olabilirim ama kullanmaya da kıyamıyorum tabii ki. Süs olsun diye masa üstünde sarı sarı duruyorlar. O kadar çok uçlu kalem kullanamaya alışmışım ki Amerikalıların aşırı derecede her yerde kurşun kalem kullanmalarını çok garipsemiştim ama bunun da ayrı bir hazzı var. 

  Aldığım tek uçlu kalemler. Keşke bir set daha alsaymışım yedekleme ruhum için. Yazı yazmak çok güzel bunlarla. Elde tutuşunu çok beğendim. 

Kalem bulamadım dedim ama New York'ta her yerde süslü süslü kurşun kalem yapmışlar. E bende alcaktım tabii ki. 

  Kurşun kalemler kalemliğimde buluşsunlar bari dedim. Çünkü önceden çekmecede bir sepete atıyordum.

  Kaligrafiye sardım demiştim o yüzden bu seti de aldım ama pek istediğim gibi olmadı. Acaba ben mi yazamadım?

  Bir kartpostal serisi daha. Bir incecik teneke kutu içinde bir sürü kartpostal!

  2014'ün son yarısı ve 2015'i kapsayan bu mavi ince ajandayı almıştım. Çok da işime yaradı ama son aylarda pek istediğim gibi dolduramadım. Yine de ilerleyen yıllar içinde ajanda tutma fikrini sevdirdi. 

  Diğer defter ise 5 yıllık bir ajanda. İçine her güne ait bir soru var. 

  O günün tarihine göre soruyu okuyup bi kaç cümle ile cevaplıyorsunuz ve daha sonra o beş yıla ait cevapları yıllar geçtikçe karşılaştırabilirsiniz.  Bu deftere Pinuccia sayesinde rastladım. Aslında her zaman gittiğim kitapçıda da varmış ama o zamanlar gözüme çarpmamıştı. 

  Bu minik defterin tasarımına bayılıyorum. Azıcık fiyatı tuzluydu ama baka baka en sonunda aldım. 

  Kapağını açınca böyle bir şey çıkıyor karşınıza. Sayfa tasarımları da çok güzel. Kullanmalık değil, bakmalık. 

  Diğer bir kaç defterlerden. O kadar çok defter çeşidi var ki insanın aklı duruyor. 

  Sağ köşedeki hariç diğerleri bir set içinde üç defter vardı. Tasarıma bayıldım. 

  Sağ köşedeki defter ise post it defteri. Buna da bayıldım. 

  Mesajlı defterlerden iki tanecik aldım. Van Gogh'lu ise pırıl pırıl ve en sevdiğim tablosu Yıldızlı Gece'nin defteri. Bu defterleri de etiket fiyatından baya ucuza almıştım.

  Rhodia defteri dolma kalemle kullanmak için aldım. Sarı defter ise bakkal defteri olabilcek türde ama çok güzel bir parlak sarısı her ne kadar fotoğrafta çıkmasa da. 

  

  Bisikletli ise kuzenim hediyesi ve sayfaları güzel bir defter. 

   Cinderalla'lı puzzle görmüşüm hem de indirimde hiç kaçırmam. Barnes&Noble'da denk gelmiştim ve yıllardır böyle masalsı bir puzzle bakıyordum. Bingo!

  Kalem kutusu bulamadım ama bu güzel Küçük Kadınlar çantasını buldum kütüphane mağazasından. Bu arada New York Kütüphanesi'nin mimarisi ve içi kadar, mağazasında da harika ürünler vardı. Tekrar gitmeyi çok istiyorum ama hayırlısı demekten başka da bişey denmiyor ki.