5 Mart 2016

Okunanlar | İzlenenler - Şubat '16


   Şubat ayı ile birlikte okuma hızımda yavaşlama oldu çünkü okulum çok hızlı bir şekilde giriş yaptı ve korkarım ki Mart ve Nisan ayları istediğim gibi geçmeyecek. Yine de bu aya memnun olmalıymışım gibi hissediyorum.


1. Miss Peregrine's Home for Peculiar Children / Ransom Riggs
Quirck Books

   Çocuk kitabı dışında ilk kez İngilizce bir roman bitirebildim. En başta gözüm çok korkuyor, okudukça sürünecek gibi ama biraz okuma hızım yavaş olsa da bitirdiğime çok mutluyum. Kitabın yorumlarını çok görüyordum ve merak etmiştim. Bir gün Half Price Books diye bir kitapçıda bu ve ikinci kitabı oldukça indirimdeyken almıştım ve taşıdım inatla. Üçüncü kitap da çıkınca onu da İdefix'ten aldım ve kitabı okumadan seriyi tamamlamıştım. 

   Kitabın elbette en ilginç ve güzel yanı fotoğraflarla metinin birleşmesi. Kitap karakterlerle ilgili bilgi verdikçe veya olaylarla ilgili bilgi de olabilir, okuyucuya o cümlelerle ilgili tuhaf fotoğraflar gösteriyor. Fotoğrafların bazıları yazara, diğerleri ise özenle topladığı fotoğraflardan oluşuyor ve bir bütün halinde sunuluyor. Görselliği çok sevdiğimden bu şekilde bir roman ortaya çıkması ve konusununda gerçekten ilgi çekici ve tuhaf olayları gerçek gibi sunması beni çok tatmin etti.


2. Son Tanık / Glenn Meade
Kırmızı Kedi Yayınevi

   Kitapları seçerken okuma şenliği listesinden gittiğim için bu kez kendi temamı oluşturduğum güz şenliğinde okunamayanları tamamlamak istedim. Bu kitaplar aslında daha bir çok kez listeme girip okunmadığı için yeter artık diyerek ucundan okumaya başladım. İlk olarak uzun zaman zamandır okumadığım polisiye türünden seçtim ve daha önce yazarın Kar Kurdu'nu okuyup beğendiğimden Son Tanık'ı da indirimden almıştım. Bu kitabı yine beğendim çünkü yazar tarihi gerçeklikle kurguyu birleştiriyor ve sanki o olayları yaşanmış olarak anlatıyor. Polisiye olsa da duygu yükü de çok fazla olan bir kitaptı benim için, zaten merakımdan iki günde elimden bırakamayarak bitirdim. 


3. Yokyer / Neil Gaiman
İthaki Yayınları

   Zamanında Neil Gaiman seti aldığımda, nedenini bilmesem de o sette Yokyer'i hep sonraya bırakacağım diye bir düşüncem vardı. Geçen şenliğe de kitabı koymuştum ama okumak hiç içimden gelmemişti. Geçen ay Un Lun Dun kitabını okuyup çok beğenmiştim ve yazarın Yokyer'den ilham aldığını söylediği bir not vardı. O zaman Yokyer daha mükemmel bir şey olmalı diye meraklanarak okumaya başladım. Kurgu güzeldi ama Un Lun Dun kadar beni cezbetmedi. Bence China Mieville Yokyer'deki Londra'nın diğer Londra fikrini alıp daha güzel bir şey çıkarmış ortaya. 


4. Linger No:1 Ölüm Vahşi Bir Gecedir / Edward Fallon
İndigo Kitap

   Kitap Oburları ile birlikte okuduğumuz turun kitabıydı. Kitabın içinde güzel ögeler vardı ama yazım hataları maalesef bu kitabı öldürmüştü. Uzun yorumuna ise zaten buraya yazmıştım.


5. Bindokuzyüz / Alessandro Baricco
Can Yayınları

   Bu kitap yılbaşı çekilişinde konuklarına ekstra hediye veren güzel yürekli Kitaplarla Beslenmek'ten. Geçen pazar günü okulda ders notlarımızda araştırma için Resim ve Heykel müzesini ziyaret etmek için, yanıma alacağım ince bir kitap bakınırken Bindokuzyüz'ü benimle geldi. Metroda okumaya başladım ve yarısına gelmişken inmek zorundaydım, o an keşke yol biraz daha uzun olsa diye düşünüyordum çünkü okurken metroda olduğumu unuttuğum anlar oldu, sanki ben de o geminin içindeydim. Dönüşte yine metroya biner binmez kaldığım yerden devam ettim ve kitabı bitirmek biraz üzdü. 

   Hiç karaya basmamış ve basmamak için nedenleri olan bir okyanus piyanistinin kitabı. Kısa olmasına rağmen satırlara daha fazla anlam yüklenip, uzayıp içe işleyen bir şeyler var. Böyle bir etki bırakacağını tahmin etmemiştim. Instagram'da fotoğrafı paylaştığımda ise başkasının yorumu sayesinde filmi de olduğunu öğrendim ve hemen listeye yazdım. Özlediğimde izleyeceğim ya da kapalı havaya denk geldiğimde izleyeceğim.

6. Görme Biçimleri / John Berger
Metis Yayınları

   Görme Biçimleri sanatla ilgili bir şeyle uğraşıyorsanız ya da eğitim alıyorsanız okumanız gereken başlıca kitaplardan biri. 5 yıl boyunca okumam gereken kitaplardan biri olsa da (bir kere başlayıp devam ettirememiştim) daha yeni olarak derste zorunlu okumamız gerektiği için sonunda okuyabildim. Şimdi okumam ise bana daha yararlı geldi ve kitaptaki tespitler havaya uçmuş olmadı. Ayrıca Ways of Seeing olarak aratıp hazırlanmış olan filmi de izleyebilirsiniz. 


   Bu ayki izlediğim film Danimarkalı Kız. Fragmanını gördüğümden beri çok izlemek istediğim bir filmdi. Yine harika filmler Ankara'da çok az gösterildiği için ne yapsak ne etsek planıyla arkadaşımla izlemeye gittik çünkü ona fragmanını izlettiğimden beri merak içindeydi. Tabii film internette çoktan vardı ama sinemada lezzetine varmak istiyordum ki evden çok film izleyebilen biri değilim. 

   Söylenecek hiçbir şey film müthişti ve Eddie Redmayne'nin oyunculuğu kusursuz ve Alicia Vikander ise çok güzel eşlik etmiş. Aralarında sevgiden ve fedakarlıktan çok öte birşeyler var ve o hisle izleyicinin de kalbi buruluyor sanki. 


   Geçen ay The Paradise'ın ilk sezonunu izleyip hatta ikinciye de ufaktan başlamışken sürünmesin diye devam ettim. İkinci sezon başka karakterler ile girmesiyle çok olaylı bölümler haline gelip sürüklemeye başladı. Son ana kadar bu dizideki olay bitmez diye düşünmüştüm ama tatmin ediciye yakın bir şekilde sonlandı. 


   The Paradise bitince biraz eğlenceli bir şeylere ihtiyacım vardı. New Girl dizisine çok bayılmasam da bazen izlemekten keyif alıyorum. Yarım kalan 2. sezon ile devam ediyordum ama sezonun ortalarına doğru öyle bir hale geldi ki bölümler su gibi gidiyordu. Bu sezon daha çok sevdim sanırım, şimdi üçüncü sezona ara ara bakacağım.


   Bölümleri kısa süren ne izlesem diye düşünürken Mozart in the Jungle aklıma gelmişti. İlk sezonunu çok sevdiği için ikinci sezonu beklerken geçen ay sezonu bittince Şubat sonu başladım ve kısa sürede bitirdim. Maystro yine harikaydı ama bu sezon beklediklerimiz pek olmadı sanki biraz daha ağır geçti gibi ama klasik müzikle harmanlandığı için izlemek ayrı bir keyifli. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder