22 Ocak 2016

İzlenen Diziler (2015)

   Şu yazımda dediğim gibi 2015 benim için biraz dizi ve filmler geçti. Açıkcası dizi izlemekten daha keyif alıyorum çünkü bir oturuşta en fazla 1 saatlik bişey izlemek gerekiyor. Filmleri evde izlemeye 2 veya 3 saat konsantre olamıyorum. Yine de eğer dizide gelişmeleri çok merak ediyorsam iki üç bölüm üst üste izleyebiliyorum. 


   2014 Ağustos'ta Netflix'ten bişeyler izlemeye başlayınca ne izlesem diye araştırmaya başladım çünkü bu dönemde yurtdışında dil okuluna gitmeden önce kulağımın konuşma diline alışmasını istiyordum. En başta günlük olaylarda geçen, beni bunaltmayacak günümüz dizilerine bakıyordum ve karşıma Ugly Betty çıktı. Bilmem kaç sene önce televizyonda Ugly Betty veriliyordu ve çok hoşuma gitmişti ama öyle ne çok hatırlıyorum ne de hepsini izleyebilmiştim. Bu yüzden Netflix'te görünce çok sevindim ve hiç bıkmadan günde en az iki bölüm izleyerek 4 sezonu dört-beş ayda tamamladım ve yeni kelimeler öğrenmeme çok yardımcı oldu. 

   2014 sonunda Ugly Betty bitince ne izlesem diye bakınıyordum. O sıralarda Amazon Prime üyeliğimin deneme 1 aylık süresi vardı. Amazon'a bakarkende dizi bölümünde Mozart in the Jungle çok popülerdi, zaten Amazon stüdyolarından olduğu için doğal olarak öne çıkıyordu. Konusu falan bilmeden diziye giriş yaptım çünkü müzikal tarzda (çok severim) ve klasik müziğe ayrı ilgim var. Baştan beğeneceğimi biliyordum ki öyle de oldu. Tek kelimeyle bayıldım ve 10 bölüm çok çabuk bitti. İkinci sezon yok mu, nerde diye ağlıyordum ama bir sene sonra daha Aralık'ta yayınlanmış. Hemen izleyeceğim. Dizide New York Senfoni Orkestrası, o orkestraya girmeye çalışan bir kız, bir maestro, delilik ve aşk sınırında ilişkiler daha bir çok şey var. Tavsiye edeğim dizilerin başında gelir. 

   Kuzenim ve arkadaşı tam bir Sherlocked ve bana Sherlock Holmes'ün bu versiyonunu çok önerdiler. Dizinin bir bölümünün 1,5 saat olması beni biraz geri çekmişti ama kuzenim ısrarla her bölüm film gibi hiç sıkılmazsın dedi. İkinci çekincem ise İngiliz aksanına alışık olmamamdı çünkü Amerikan aksanına alışınca İngiliz aksanında anlayabilir miyim diye bir soru oluştu kafamda. Yine de izlemeye başladım ve ilk bölümde konuşmaların hiçbirini anlamadım ve acaba bu İngilizceyse ben ne öğreniyorum dedim kendime. İngilizce altyazıyla izlemeye başladım ve bir kaç bölüm sonra kulağım aksana alışınca dizi daha keyifli olmaya başladı. Diziye yorum yapamıyorum, mü-kem-mel. Gerçekten her bir bölüm ayrı bir filmdi ve bende de bir Sherlocked durumu oluşmaya başladı. Benedict Cumberbatch nedir peki? *-* Bu diziyi izlerken ''The Imitation Game'' filmini izlemiştim ve kulağımın aksana önceden alışmasıyla filmi rahatça izledim ve tekrar Benedict *-* Ben geç kalmışım, siz geç kalmayın. 


   Beauty and the Beast'in ilk sezonunu izlemiştim ama benim için süper bir dizi değil ama Şubat başı gibi bir New York dizisi izleyim diye istek gelince ikinci sezonuna bakayım bari dedim, fena değildi.

   Lost Girl yine bir tavsiye üstüne ama daha öncesinden adını bile duymamıştım. İlk sezonu izledikten sonra arka arkaya izleyerek dört sezonu izlettirecek kadar güzel bir dizi. Fantastik, gizemli ve her bölüm ayrı bir heyecan ve olay var. Afişlerinde bizde vampirler yok, succubus var diye geçer. Bu diziye de yorum yapamıyorum çünkü gerçekten çok beğendim ve hiç bıktırmıyor. Hatta 5. sezonu da çıkmış onu da izlemeye sabırsızlanıyorum. 

   Game of Thrones'u ben genelde sezon bitince izliyorum ama 4. sezonda çıktıkça izledim ve her hafta yeni bölümü beklemek beni öldürüyordu. 4. sezon benim için şöyle böyle geçti ama kitaplardan bildiğim kadarıyla 5. sezon ortalığı yıkacak diye tahmin ediyorum.


   Komedi dizilerinden pek hoşlanmam ve izlemeyi nadir tercih ederim. New Girl'ü çok görüyordum ve bölümleri 20 dakika olunca bir bakayım diye açtım, sonra ikinci sezonda beni çok sarmamaya başladı, bıraktım. Fakat gariptir ki, geçenlerde ya bir New Girl izleyim diye içimden geçince şimdi ara ara ikinci sezondan devam ediyorum. 

   Reign'i ilk Sycorox'un dizinin kıyafet postunda iki yıl önce falan görmüştüm ve kıyafetler çok hoşuma gitmişti. Bende biraz kostüm, müzik takıntısı var sanırım. Netflix'te denk gelince başladım izlemeye ve beğendim. Sadece ikinci sezonun son bölümlerinde biraz sıkıldım ama güzeldi, kıyafetler daha güzeldi. Bir de müzikler günümüz müzikleri ve çok güzel seçilmiş, ilginç bir harmoni oluyor eski dönem dizisini yeni müziklerle izlemek.

   Cadılı şeyleri severim ve fantastik bişeyler izleme ihtiyacı hissederken yine Netflix'te Witches of East End'e rastladım. Dizi de hafif Vampire Diaries havası var gibiydi ama ondan daha sevdim. İlk sezonu bitirince kısa bir süre sonra ikinci sezonu eklenince devam ettim. İkinci sezonda daha merak ederek izlemeye başladım ama diziyi ikinci sezonda bitirmişler. Ortalama bir dizi. 


   Ön yargılarımın beni mahvettiğinin bir örneği ise Friends. 2015 yaz sonu diziyi kardeşim izlemeye başladı ve izlediği her an eve bir kahkaha dolmadı. Çok merak ettim ne izliyor da böyle gülüyor diye baktım Friends. Bana izle dedi ama komedi, 10 sezon ve 90'larda geçiyor, hiç izleyemem dedim çünkü 10 sezon gözümde büyüdü ve 90'larda geçen şeyleri izlemeyi çok fazla sevmiyorum (kıyafetlerden dolayı bence :) ). Fakat kardeşimin devam eden kahkaha seslerinden sonra meraktan izledim ve gülmem ki ben dediğim bu diziye bayıla bayıla izledim. Zaten bölümler 20 dakika olunca yemekte, her boşlukta elimde telefon izlemeye başladım. O kadar güzel ki, espriler ve komediyi izleyiş şekilleri komedi sevmeyen beni bile güle güle izletti ve bitince kocaman bir eksiklik hissettim. Şansıma bu yıl özel bir programda tekrar bir araya geliyormuş ya daha ne olsun, efsane geri dönüyor. *-*

   Once upon a time masalsı işleyişle en sevdiğim dizilerden ama ara ara soğuma geliyor. Frozen olayından sonra yeni sezona başlangıcı güzeldi ama sonu daha harika bitti ve 5. sezonun arasının bitmesini bekliyorum. 

   2015 yıl sonuna doğru yeni bir diziye başlamak istedim ama bir türlü en başta beni çeken bir dizi bulamadım. Outlander bunu kırdı. IMDb'de yüksek puan ve şahane ötesi afişleriyle ilgimi çekiyordu ama öncelikle kitabını okuyayım sonra izlerim diye erteliyordum. Baktım kitaplarını okuyacağım yok açtım diziyi. İlk bölümde diziyi tam bırakacakken öyle bir noktaya geldi ki diziden ayrılamadım. Bayılarak sezonu bitirdim, her şey mükemmeldi. 1940'larda geçerken 1740'lara ilginç bir dönüş gerçekleşiyor. Gerisini anlatamıyorum spoiler olmasın diye. Dönem, tarihi kurgu, biraz romantik, biraz kanlı ama tamamıyla ve oyuncularıyla mü-kem-mel. İkinci sezon gelsin de bir izleyeyim diye merakla bekliyorum. Yakında dayanamayıp kitaplarını alıcam orası ayrı. 


   1,5 yıl iyi dizilerle bitti. Şimdi yeni dizilere bakıyorum ama çok zevk alarak izleyebileceğim bir şey bulamıyorum. Continuum'a baktım ama ilk bölümden beni çekmedi bıraktım. Arrow'a devam edeyim dedim ama artık ilgi çekici gelmiyor. Şimdilerde ise The Paradise izliyorum fena gitmiyor. Yeni dizi arayışlarım devam ediyor.

4 yorum:

  1. Friends'in özel bölümü mü geliyormuş *-* Hii sayende daha yeni öğrendim.Hemen çıksa da izlesek.
    Comminity diye bir dizi var bak tavsiye edebileceğim o da çok güzel gülüyorsun ve hemencecik bitirebileceğin bir dizi.
    Ayrıca Batman'i seviyorsan Gotham dizisine de bayılırsın 2016da 2015 kadar güzel dizilerle geçsin ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hala birkaç pürüz var ama daha çok özel program gibi olacak maalesef, bunu biraz yanlış yazmışım.

      Community'i duymuştum ama araştırmadım, bir bakayım ona da.

      Aslında Batman'i çok sevmiyorum ama Gotham'ı çok sık duydum, merak ettiklerimden biri.

      Teşekkür ederim ^-^

      Sil
  2. İzlememiş olma ihtimaline karşın ben de şunları gönül rahatlığıyla önerebilirim:

    * Six Feet Under
    * Carnivale
    * The Wire
    * The Sopranos
    * My Name Is Earl
    * Firefly
    * Pushing Daisies
    * Coupling
    * The IT Crowd
    * Freaks and Geeks
    * Black Mirror
    * Twin Peaks
    * Battlestar Galactica
    * Oz

    Ben bitmiş dizileri izlemeyi sevdiğim için böyle oldu gerçi. Black Mirror'ın yeni bölümleri de Netflix'te olacak gerçi, o biraz istisna o yüzden.

    Liste de biraz uzun oldu sanki. Olur o kadar artık. :) Bu arada Outlander'ı ben de kitaplarını okurum diye bekletiyorum. Bekletmesem mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbirini izlememiştim gerçekten. Uğraşıp o kadar yazmışsın çok çok teşekkür ederim. Firefly'a önceden de ilgimi çekmişti ama sonra başlamaya vazgeçmiştim. Listenin hepsine kısaca göz attım ve Six Feet Under, Carnivale, Pushing Daisies ve Black Mirror ilgimi çekti. Bunlara yavaştan başlayacağım.

      Bitmiş dizileri ben çok sevmiyorum çünkü sezonları gördükçe ben bu diziyi bir türlü bitiremem hissine kapılıyorum ve kaçıyorum :)

      Genelde önce kitap okunmasının taraftarıyım ama Outlander için bunu pas geçebiliriz bence. Zaten diziyi izleyince devamı için kitapları okutur. Ben çok beğendim diziyi.

      Sil