29 Aralık 2013

Şibumi - Trevanian



E Yayınları
456 Sayfa
25 Tl

  Kitap Ağacı'nın Aralık kitabı idi. Yoğun bir dönemimdi katılsam mı katılmasam mı çok düşündüm çünkü okumayı çok istiyordum, bunun biraz da Go oyunu ile ilgili bağlantısı nedeniyle olduğunu söyleyebilirim. Neyse katılayım dedim ve iyi ki katılmışım. 
  Go'yu öğrenmek oynamak istiyordum ama oynayacak birisini bulamayacağımdan dolayı vazgeçmiştim. Uzak Doğu'nun strateji oyunu olan Go biraz satranca benziyor diyebilirim. Ama kitap satranç ve go hakkında ayrımı güzel bir şekilde ifade etmiş o yüzden satranç gibi demek istemiyorum. Kitabın bölümleri, kitabın ilerleyişine göre Go oyunundaki terimlerle adlandırılmış. Japonya'nın kültürüyle yoğrulan Amerika'ya düşmanlık gösteren Nicholai Hel Şibumi'ye ulaşmaya çalışmaktadır. Biraz macera, biraz felsefe, biraz da gerilimi olan bir kitap. Ben daha çok anlatım dilini sevdim sanki o an bende ordaymışım gibiydi hatta biraz da Haruki Murakami'nin anlatım diline benzettim. 
  Benim için sürükleyici bir kitaptı ama Kitap Ağacı buluşmasında konuşurken bazı kişiler için o kadar sürükleyici olmayabiliyor. Yazarın Kayta'nın Yazı kitabı da çok övülüyor onu da okumak isterim ileride. 


22 Aralık 2013

Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry



Mavi Bulut Yayınları
95 Sayfa

  Kitap Kardeşliği Aralık kitaplarından biriydi ve itiraf ediyorum ilk kez okudum. Yine kafamı taşlara vuruyorum niye bu kadar geç tanıdım, çocukken hatıralarımı süsleseydi keşke. Olsun ben çok fazla geç olduğunu düşünmüyorum hiç tanışmaya da bilirdim. 
  Okurken sayfalarda suluboya resimlerin yer alması, Küçük Prens'in gördüklerini görmek çok güzel. Hayatımızın bir kaç saatini başka bir gezegen de yaşıyor hissini verdiriyor. Bu kitaba daha bir şey diyemiyorum ki bir çok kişi okumuştur. Hala benim gibi okumayanlardansanız alın okuyun. :)
  Küçük Prens'in içinde gizli anlamlar varmış ve bunun kitabı varmış, arkadaşımdan duyunca çok enteresan geldi. Yakında onu da okuyup öğrenmek istiyorum.


  Benim gibi yıldız sever, kitabın genelinde yıldızları görünce çizdiğim yıldızlarla hoş olabileceğini düşündüm. 

19 Aralık 2013

Kitap Oburları 1. Yıl Şenlikleri | On Parmak Post-it Çekilişi

Kitap Oburları 1 yaşında ve yılbaşı şenlikleriyle birlikte hep beraber kutluyoruz :)

  Tam 30 Ekim'de sevgili Gizem'den "Obur olmak ister misin ?" diye bir mail. Blogun mailine sık sık bakmasam da o gün bakasım gelmişti ve bu maili görünce şaka mı diye bir düşünceyle maili açtım. Çünkü çok sevdiğim bir grup ve benim katılmamı istiyorlar diye şaşkınlık içerisindeydim. Maili okuyorum cevaplıyorum aynı şu haldeyim -> :D. O gün gerçekten ağzımı kapatamadım. Kendi halinde blog yazan biriydim ve büyük bir gruba adım atıyordum, benim için kolay değildi diyemeyeceğim çünkü hemen atladım :) Her ne kadar kısa bir süre önce katılmış olsam da 1. yıla yetiştiğim için çook mutluyum. Kitap Oburları'na teşekkürlerimi sunuyorum, beni de aralarına aldıkları için. ^_^ 

Devam eden ve gelecek çekilişlere katılmayı da unutmayın ^^ Facebook sayfamızdan da takip edebilirsiniz.

Şimdi gelelim çekilişimize. Daha bende bile olmayan (kıskanıyorum) ama sizlere kitaplarınızda notlarınızda yardımcı olacak the Codex'in sponsorluğunda (:p) tam 5 kişiye on parmak post-it hediye. Hem Korece yazıları da var :)





a Rafflecopter giveaway

Altın Kitaplar


  Elbetteki tüm Altın Kitaplar'ım bu kadar değil fakat benim için en özel olanlar bunlar. Rüzgar Gibi Geçti ile 1958 yılından başlayıp ortalama 1978 yıllarına kadar ait kitaplar. Sahaflardan topladığım beğendiğim kitaplardı, devamı da buldukça gelecek. 
  Altın Kitaplar'ın İlk Göz Ağrım yarışmasına bu fotoğrafla katıldım siz de oy vererek bana destek olabilir misiniz ? :) Oy vermek için tık tık. 

18 Aralık 2013

Facebook yayında


Açsam mı açmasam mı bir türlü karar veremediğim ama sonunda açmış bulundum. Yakın zamanda sayfayı bir düzenleyeceğim Facebook'tan da takip etmek isterseniz buyrun ^_^  

15 Aralık 2013

3. Kitap Ağacı Ankara Buluşması


  Instagram'daki okuma grubundan biri olan Kitap Ağacı buluşmasına ikinci kez katıldım. Instagram da başlayıp hemen hemen bütün sosyal ağlardan ulaşabileceğiniz ve kendi sitesinde etkinlikleri takip edebileceğiniz bir grup, sitesi için tık. Sadece Ankara'da değil diğer şehirler de de yapılıyor ve herkesin kitap sevdiği bir ortamda sohbet etmek çok keyifli. 


  Aralık kitabı Şibumi idi. Etkinlikte alıntı okunup kitap hakkında sohbet ediliyor, tabi ki kitabı okumadıysanız da sorun değil çünkü katılım serbest. 


  Bu kitaplar ise Pinuccia'nın herkese dağıttığı kitaplar. Herkes gibi bende çok mutlu oldum. Tekrar teşekkür ederim ^^ Bundan bir önceki fotoğrafta kendisini bulabilecek misiniz bakalım :) Hem Kitap Oburu hem de Kitap Ağacı grubunda Pinuccia olunca yüz yüze görüşmemiz harika oldu. Devamında sahaf gezdik, bir sonraki alışveriş yazısında (yine) bahsedeceğim. 


  Bu fotoğraftaki Sege'yi bulunuz :) 


  Etkinliğin ev sahibi Instagram'dan @neslider ve @arbunaz dı. Kitap ayracım onların el emeği. Kitap ise Pinuccia'dan. İlk kez okuyacağım bir yazar olacak o yüzden merak ediyorum.  Bu şekilde kitap severler ile buluşmak gerçekten çok güzel. Her buluşmada daha çok içinde hissediyorsunuz. Her ay yapılan organizasyonlarda fırsatınız varsa bir tanışın bence ^^

*Fotoğraflar Kitap Ağacı Facebook sayfasından.

Kara Leke - Jussi Adler Olsen



Epsilon Yayınları
468 Sayfa
25 Tl

  Kardeşim doğum günüm diye ilk kez kitap alınca tabi bir zorla hemen okutmaya çalıştı. Polisiye-gerilim seviyorum ve uluslararası bestsellerı görünce almış. Yazarı ilk kez duydum araştırınca Danimarkalı olduğu gördüm. Aklıma hemen Okuma Şenliği geldi ve bu kitabı hiç okumadığınız ülke edebiyatı kategorisindeki kitabımla değiştirdim. 
  Müthiş bir polisiye değildi benim için tabi kardeşime böyle söylemedim :) Cinayetlerin sorumlusu başında belli olduğu için devamı nasıl olur ki o zaman diye merakla okuttu. Sıkmayan ve değişik olaylarla, yer yer gerilimle finalini güzel yaptığını düşünüyorum. Eğer fırsat olursa diğer kitaplarını okuyabileceğim bir yazar oldu. 
  Bu kitap sayesinde de Okuma Şenliği'nden 15 puan kazandım. Ve ilk ayı toplamda maalesef 40 puanla kapattım. 



Kitap Alışverişi #12


  Kendime kitap almayı yasakladım güya ama internetten almayı azalttım sadece grup kitaplarını alıyorum. Tabi İdefix indiriminde çok fena aklımda olanlar var sanırım alacağım Aralık sonu. Bu kitaplar Kiler indirimden. Kitap bölümüne gidip sadece Atlantis'in Yükselişi'ni bulabilmiştim bu kadar az kitap olur diyordum. Kasaya gittim bir şey oldu arkamı döndüm meğersem koskoca bir alan kitapmış. %50 indirim var, eğer üstünde promosyon varsa bide o fiyat üstüne indirim oluyor. Gladyatör böyleydi 5 liraya denk geldi. Gerisi en fazla 10 lira belki yoktur bile, bu nedenle göz dönmesiyle aklımda olmayanları da aldım ya neyse. 


  Bu kitaplar ise Kitap Sihirbazı'nın Facebook'ta açık azaltma indirimden. Liste fiyatıyla üçü 57 tl idi ama indirimle üçü 15,5 liraya denk kargoyla 20,5 oldu o da bir kitaptan azıcık pahalı. Artemis'te böyle bir indirim harika. Şimdi de Ölümcül Oyunlar serisinin ilk 4 kitabı %51 indirimde ama hem limitim biraz dolu hem de ilk kitap zaten bende var diye alamıyorum. Bunları sığdırmak ayrı bir mesele haline geliyor maalesef. 

13 Aralık 2013

Bülbülü Öldürmek - Harper Lee



Altın Kitaplar 
395 Sayfa
1976 basımı 

 Okumak istediğim kitaplardandı. Instagram Kitap Ağacı grubunda okunması ve okuma şenliğinde 10. kategorideki yasaklanmış kitaplar bölümünden olunca okumak için bekletmeye gerek yoktu. Elimde bu kitap yoktu ama böyle ciltlisini alabilecek fırsat varken elim yeni baskısını almaya gitmedi ve nadirkitap.com dan aldım. Görmeden almak riskli ama yine de beklediğimden iyi çıktı, mutluyum. 
  Kitap küçük bir kız çocuğu olan Scout'un gözünden anlatılıyor. Siyah - beyaz ırk ayrımını çok etkili bir şekilde anlatıyor. Mahkeme sahnesinde yaşananların bir çocuk gözüyle anlatılması yaşananları daha açık bir şekilde ortaya koyamazdı. Öyle bir yazılmış ki kitap sonlarına doğru beni çok fazla bağladı, yaşanan zamanı unutturdu. 
  1960'da yayınlanan Pulitzer ödüllü roman  ırkçılık ve küfür içerdiği için yasaklanmış. Kitabı okumanın yanında bonus olarak Okuma Şenliğinden de 25 puan kazandım. Ayrıca Kitap Ağacı ve Okuma Şenliğindeki ilk kitabım olduğundan ayrı bir yer kazandı. 

8 Aralık 2013

[Blog Tur] Ada - Tracey Garvis Graves | Bunları Biliyor Musunuz?



Kitap: Ada / On the Island
Yazar: Tracey Garvis Graves
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Tür: Günümüz Romantizm
Sayfa Sayısı: 391
Fiyat: 20 TL

Otuzlu yaşlardaki İngilizce Öğretmeni Anna Emerson, Maldivlerdeki bir yazlıkta T.J. Callahana özel ders vermesi teklif edildiğinde bir an bile tereddüt etmeden bu yaz işini kabul eder. Kütüphanenin yerine tropik bir adada çalışmayı kim istemez ki? 

Kimse onun fikrini almış olmasa da, T.J.in şehri terk etmeye hiç niyeti yoktur. On yedi yaşında olan T.J, kanseri daha yeni alt etmiştir. Bu dertlerden kurtulduktan sonra ilk yazını ailesiyle değil, arkadaşlarıyla beraber geçirmek ister. 

Anna ve T.J. Maldivlerdeki yazlık eve doğru yola çıkmışken, bindikleri deniz uçağının pilotu kalp krizi geçirir ve uçak köpekbalıklarıyla dolu Hint Okyanusuna çakılır. 

Zorlukla kıyısına vardıkları ıssız adada, ilk düşünceleri hayatta kalmaktır. Su, yiyecek, ateş ve barınak bulmak için beraber çalışmak zorunda kalırlar. Günler, haftalara, aylar yıllara dönerken, kazazedeler şiddetli tropik fırtınalar, denizin içindeki tehlikeli canlılar ve T.J.in kanserinin tekrarlama ihtimali de dâhil birçok sıkıntıyla karşılaşırlar. 

Ancak en büyük tehlike adada herkesten çok uzakta, iki kişi yaşamaktır. T.J. adada bir doğum günü daha kutlarken, Anna da, yavaşça yetişkinliğe adım atan bu genç adamla yaşamanın eskisi kadar kolay olamayacağını anlamaya başlar.


  Turun son gününden merhaba :) Kitap Oburları'nın 1.yaşının dolmasına günler kaldı. Son aylarına yakın, dahil olsam da her bir Obur gibi beni de heyecan sarıyor ^_^ 1. yılın son tur kitabının son gününde yorumuma bakalım o halde. Okumanın başlarındayken takıldığım tek şey aradaki 13 yaştı. Tabii ki ilişkiyi şu yaşta yaşayacaksın diye bir kural yok öyle katı görüşlerimde yok ama 19 yaşındaki T.J ve 32 yaşında Anna'nın ilişki yaşamasını mantığım bir süre alamadı. 
  Kitap ilerledikçe mantığım almaya başlayıp normale yakın bir şekilde görmeye başladım :) Biraz da ön yargıları kırıp kanıksamaya başladığınızı fark edebilirsiniz.  Kitap çok akıcı, kısa kısa bir bölüm T.J. gözünden bir bölüm Anna gözünden okumak kitabı ilerletiyor. Romantizm'i bu kitaptaki gibi çok sevmediğim için Ada'da yaşanan olayları çok toz pembe bir şekilde anlatılmış olarak gördüm. Buna çözüm olarak da olayları kafamda tekrar kurup dehşet içindelermiş gibi algılamaya çalışıyordum. Fazla pembe iyi değil :)
  Kitap benim için bu mevsime asla uymayanlardan, zaten kapaktan da anlaşılıyor. Şu soğuk günler ben yazı hissetmek istiyorum derseniz o hissi güzel veriyor.  

  | Bunları Biliyor Musunuz? |

-> Yazar 2008 yılında blog yazarak yazmaya başlamış, 2010 yılında ise roman yazmayı deneyerek edebiyat dünyasına adım atmıştır.
-> 13 yaşında izlediği the Blue Lagoon filmi, Tom Hanks'in oynadığı Cast Away, hayranı olduğu Survivor programı ve Lost dizisi ile sevdiği bir tema olan "ıssız ada" ile ilgili fikirleri kitabın temelini oluşturmuştur. 
-> Sabah 5'te kalkıp güne erken başlayan yazar eşini ve çocuklarını uğurlayıp yaklaşık 9.00-15.00 arası her gün yazmaya çalışmıştır. 
-> Kitabı yazarken karşılaştığı en büyük sorun araştırma yapmak, çünkü kitabın geçtiği Maldivler'e daha önce gitmemiş.
-> Ada kitabını yazmak 18 ay sürmüştür.
-> Sex and the City'de ki bütün diyalogları bilirmiş.
-> Her ne kadar kitap yaz temalı olsa da yazar, fırtınalı ve soğuk havaları seviyormuş.
-> Favori yazarlarının başında onu en etkileyen Mahşer kitabıyla Stephen King'dir.
-> MGM film, "Ada" kitabının film haklarını satın almıştır. 
-> Yüksek sesle konuşurmuş.
-> Yazar, eğer ıssız bir ada da kalsaydı eşi, çocukları ve köpeğiyle birlikte kalmak istermiş. 
-> Yazmak için Colorado, Hawaii, ve Avustralya'da evi olmasını istermiş. 
-> Atladığında, öksürdüğünde ya da hapşırdığında altına kaçırırmış.

Epsilon Yayınları desteğiyle yapılan çekilişin son gününde katılmayı unutmayın ^^ Buradan... 02- 08 Aralık Tur Programı

02 Aralık mirielenda.blogspot.com  |  Çekiliş
03 Aralık sssuigenerisss.blogspot.com  |  Ön Okuma
04 Aralık kutsalyorumcu.blogspot.com  |  Kitap Kapakları
05 Aralık raflarinarasindan.blogspot.com  |  Kitap Yorumu
06 Aralık pinucciasbooks.blogspot.com  |  Alıntılar
07 Aralık thcodex.blogspot.com  |  Yazar Tanıtımı
08 Aralık segesegese.blogspot.com  |  Bunları Biliyor musunuz?



7 Aralık 2013

Beyoğlu'nun En Güzel Abisi - Ahmet Ümit



Everest Yayınları 
412 Sayfa

  İstanbul Hatırası ve Patasana ile Ahmet Ümit'e hayran kalmıştım. Kitap Kardeşliği'nin Kasım kitabıydı. Okurken zorlanacağımı hiç sanmıyordum çünkü merakla bekliyordum fakat bitirmek için çok zorlandım. Beni heyecanla sürüklemedi, başı ve sonunu okumak olayı bitiriyor. Tabi kitapta farklı olan bir şey varsa o da Ahmet Ümit'in kendini romana dahil etmesi. Kendini yazar olarak tanıtıp, gezi parkı olayları ile ilgili, komiser Nevzat'ın bilinmeyenleri ile ilgili polisiyenin ön planda değil de genel bir değerlendirme yazdığı izlenimi verdi bana. Tabi şimdiden öbür romanını gözlerim fakat öncesinden okumadığım romanlarını da bitirebilsem keşke...



2 Aralık 2013

Oğullar ve Rencide Ruhlar - Alper Canıgüz



İletişim Yayınları
204 Sayfa
16 Tl

  Instagram'dan Kitap Ağacı grubunun hediye etkinliğinde @tomtom_serap sayesinde ulaşan kitaplarımdan biri, diğeri ise Cehennem Çiçeği. Almak isteyip ama bir türlü sıra gelmeyenlerdendi, bu nedenle okumak için harika bir fırsat oldu. 
  Alper Kamu, 5 yaşında ama hiç 5 yaşında olmayan mahallesindeki cinayeti çözmeye çalışan bir çocuk. Kitapta en çok sevdiğim bölümler babası için yaptıklarıydı. Tam bir polisiye değildi elbette ama farklı bir anlatımı olan güzel bir kitaptı. Cehennem Çiçeği'ni daha çok merak ediyorum açıkçası tabi ne zaman okurum bilinmez -_- 





28 Kasım 2013

Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak


  Pazar günü gidebildim filme. Eğer Ankara'daysanız ve sinema için Ankamall'e hafta sonu gittiyseniz geçmiş olsun. Kocaman salon ön sıralara kadar kalabalıktı ve salon o kadar sessizdi ki atıştırmalık bir şeyler almıştım onu bile keyifle yiyemedim ses çıkacak diye. 
  Neyse filme geçecek olursak ilk filmden kat kat iyiydi. Yine de şöyle içime sinerek beğendim diyemiyorum. Jennifer Lawrence yüzünden olabilir filmde bana çok donuk geliyor ama kıyafetleri çok çok güzel taşıyıp makyaj nasıl yakışıyor. O özel kıyafet sahneleri niye o kadar kısaydı yaa, tam bakamadım bile ! Filmin ilk yarısı sıkıcıydı çünkü oyunu bekleyip duruyordum. Yine sonlara sıkışan bir oyunla baş başaydık. Oyun sahnesine tek kelime ile bayıldım. Keşke daha uzun süre tutsalardı. Diğer mıntıkalardan katılanları çok göremedik, o sahneleri bekliyordum açıkçası. 
  Film kitaba uygundu, ikinci yarısı çok daha iyiydi. Ama maalesef kitaplarını bir okuyuşta bitirince filmde aynı tadı alamadım. Üçüncü filmde de o tadı alamayacağımı biliyorum çünkü bütün ümitlerim ikinci filmdeydi. 

Frankfurt Yolcusu - Agatha Christie



Altın Kitaplar
318 Sayfa
18 TL

  Zamanında D&R indirimiyle 9.90'a alıp, kurban bayramında yanıma ince bir kitap almak için bunu seçmiştim. Agatha Christie'i ile tanışmak için büyük bir fırsattı. Ama keşke bu kitabıyla onu okumaya başlamasaymışım. 
  Kitap başında ilginç bir şekilde başlıyor ama devamında heyecanlandırıp sürüklemiyor. Bu nedenle çok sıkıldım. Okuduğum yorumlarla da zaten Agatha'nın diğer romanlarından farklı olduğunu öğrendim. Artık diğer kitaplarında gerilimi bekleyeyim bari. 

23 Kasım 2013

Ankara'daki Sahaflar


Bildiğim, gittiğim ve bazılarına gitmediğim sahaf adreslerini topluca yazayım.

1. Kızılay'da Zafer Çarşısının yanında Adilhan Çarşısı var. Çarşıya bir çok yerden giriş var ama Atatürk Bulvarı üzerinden girerseniz ilk kat size daha çok yeni ve eski test kitapçıları gibi gelebilir. Üst katlara çıktığınızda sahaflar başlıyor. Bir çok eski dergi ve ikinci el ya da antika değerinde kitap bulabilirsiniz. Açıkçası bir gün bile rahat gezemedim çünkü mekan dar, kitap çok. Yerlerde de kitap olunca her yere rahat girmek olanaksız. Aklınızda kitap varsa gözünüze çarpan bir şey olursa o zaman bulabilmek iyi olur, zaten çoğu depolarında oluyor. Fiyatlar orta mı desem bilemiyorum değişiyor genelde ama pazarlık yaptığımda indirim pek olmuyor maalesef. Yine de bir çok sahafı barındırdığı için sevdiğim bir yer.

2. Kızılay'da Karanfil Pasajı. Adilhan gibi burası da ama daha çok test kitapları ve yeni kitaplar var. Ortada bir dükkan vardı orada çok çok güzel kitaplar vardı ama uzun zamandır gitmiyorum. Fiyatlar yine Adilhan gibi indirim pek yok.

3. Kızılay'da Sakarya Caddesinde Barlar Sokağının diğer yanı ya da Ziya Gökalp Caddesindeki Mado'dan sola dönünce Aksoy İşhanı var. Orada da sahaflar var fakat bir kere çok ıssız görüp giremedim :) Ondan fiyatları vs. hakkında bilgim yok. Bir arkadaşım genelde oradan alır, güzel demişti.

4. Tunalı Hilmi Caddesinde Tunalı Pasajının alt katı. Pasaja girmiştim ama sahaflara uğrayamamıştım. Nadir Kitap'ta gördüğüm kadarıyla sağlam kitaplar var. Hatırladığım kadarıyla çok fazla dükkan yoktu.

5. Bahçelievler 3.Caddede Migros'un karşı sokağında azıcık ilerlediğiniz de Han Kitabevi var. Eski yeni bir çok kitap var. Sahibi çok ilgili, vaktiniz varsa size birçok kitap çıkartır. Mekan yine dar ve rahat bir gezme yok ama olsun. Deposunda da kitap olduğu için aklınızda kitap varsa sormanız iyi olur. Fiyatları bence Kızılay'dan iyi indirimde yapıyor.

6. Bahçelievler 7. Caddenin bir üst sokağında sanırım Güven Sahaf var. Büyülü Fener'e çok yakın. Buraya da daha önce girmedim sinemaya giderken bir girişini gördüm. Zaten Nadir Kitap'ta bir şey arasanız genelde bu sahaf çıkar. Çok geniş bir arşivi var. Haliyle sağlam kitaplar ve sağlam fiyatla var. Bu nedenle de girmeye korktuğumu söyleyebilirim :)

7. Batıkent'te önceki alışverişimi yaptığım yeni taşınan Selene Kitabevi var. Şimdiye kadar en memnun kaldığım yer bunda tabi ki mekanın genişliği he kitaba rahatça bakıp gezme olanağı çok fazla. Sahibi çok ilgili. Yeni kitaplarda var eski kitaplarda var, aynı oranda gibi. Fiyatları iyi, indirim de yapıyor. Bana da yakın daha da bir şey istemem :)

8. Son olarak Aşağı Ayrancı Pazarında her ayın ilk pazar günü kurulan antika pazarı. 1 Aralık'ta yolunuz düşerse uğrayın. En son gittiğimde koca iki tezgah kitaplarla doluydu ve hepsi 1 lira idi. Başka tezgahlarda antika değeri kitaplara rastlayabilirsiniz.


Benim bildiklerim bu kadar elbette daha başka nereler de vardır ama haberdar olduklarım bunlar. Sizinde bildiğin başka yerler varsa yorum yazarsanız çok mutlu olurum :) Şimdiden gideceklere de iyi alışverişler ^^

Kitap Alışverişi #11


 Yine bir sahaf günlüğünden merhaba. Kendime kitap almayı yasaklamıştım. Bir süredir internetten almıyordum ama sahafları bunun dışında tutmuş gibi oldum. İnstagram'dan morrje'nin bir fotoğrafı üzerine hiç tahmin etmediğim bana yakın olan Batıkent'te bir sahaf olduğunu söyleyince haftasına bir gidip bakıyım dedim. Morrje ciltsiz ve varlık kitaplarından kitap alınca ciltli pek bir şey yok sanarak gittiğimden az para götürmüştüm. Kredi kartı yetişti imdadıma ama işte insan böyle güzel ciltlileri görünce dayanamıyor. 23 kitapla bitirdim artık bu alışverişi. 


  Varlık Yayınları'ndan geneli 1950 yılı civarında ve John Steinbeck kitapları çok güzeller. Balzac'dan Albay Chabert ise kitabevi sahibinin hediyesi ^^


  Madem kredi kartıyla ödeyeceğim diye aklımda kalan şu güzel kapaklı Vadideki Zambak'ı da alıyım dedim. Diğer Tolstoy'a bir kardeş ve benim için yeni bir yazar daha.


  Uyanış'ın kapağı iyi durumda diye biraz benimle geldi. Charles Dickens'ları da kaçıramazdım tabi ki. 


  Yine bir John Steinbeck daha. Nadir Kitap'ta görmüştüm ama karşıma çıkacğını hiç tahmin etmezdim. Onun yanındaki .1944 basımı Maxsim Gorki'den Çorbacı adlı kitap. Onun yanındaki Sinekli Bakkal, okumuştum ama yine de ciltlisini bulunca aldım. En son ki kitapta Güven Yayınevi'nin ciltleri çok hoşuma gidip diğerleriyle kardeş yapma çabası.


  Victor Hugo, Thomas Hardy, Emile Zola ve yine John Steincbeck. Bu alışveriş genelde John Steinbeck üzerine olmuş gibi oldu. Aslında aldıklarım bu kadardı. 


  Kitabevinin sahibine tam Reşat Nuri Güntekin'i sorarken gözüme ilişip bunlarda sürpriz oldu. 1990 basımı ama bu kapakları çok seviyorum. Çalıkuşu'da vardı asıl isteğim oydu ama kapağı iyi durumda değildi. Bir daha ki sefere artık. 


  Aldığım yer Ankara Batıkent'te Selene Kitabevi eski yeni kitaplar bir arada. Anıt iş merkezinin arka tarafındaki yerde. Kızılay'dan kaçıp gelmiş ve çokta iyi olmuş. Mekan çok çok ferah rahatça bakabilirsiniz buradan da görebilirsiniz. Fiyatları da diğer sahaflara göre ucuz. Aldıklarım 210 tl tuttu ama 500 liralık alışverişle çıkabilecek potansiyel var tabi. 
  Aklımdaki yere de gittikten sonra bir sonraki yazıya adresleri topluca yazacağım.


Çırak - Tess Gerritsen (Rizzoli & Isles #2)



Martı Yayınları
410 Sayfa (Cep Boy)

  Yıllar yıllar önce bu kitabı aldığımda aslında Cerrah'ın ilk kitap olduğunu öğrenip başlamamıştım. Sonra Cerrah'ı almayı erteleyip bunu da cep boy ya okuyasım gelmiyor diye ertelemeyle fırsat kurban bayramında elime geçti, elime almamla ertesi gününe bitmesi de iyi oldu. 
  Cerrah'ın tekniklerine çok benzer yeni cinayetler işleniyor ve o hapishanede olduğu için kimse o olduğuna inanmıyor. Hapishaneden kurtulmasıyla Rizzoli'ye gönderilen mesaj içerikli cinayetler korku verici. Arka kapakta yeterince iyi bir özet olduğundan daha fazla değinmeyeyim ama bu kitabı Cerrah'tan biraz daha sevdim. Sonu kolay biraz kolay bitse de sürükleyici olduğu kesin. 
  Bu seriyi bitirip dizisine başlamak istiyorum ama uzun bir süre bekleyecek gibi...

17 Kasım 2013

Yolun Sonundaki Okyanus Çekiliş Sonucu

İthaki Yayınları sayesinde düzenlenen Neil Gaiman çekilişinin sonucu belli oldu. Yorumlarınız ve katılımınız için çok teşekkürler. 

Hatice Albayrak
Fatma Yalçın

Tebrikler !

48 saat içinde tam adınızı, telefon numaranızı ve adresinizi kitapoburlari@gmail.com mail adresine yollamayı unutmayın!




16 Kasım 2013

Kitap Hırsızı - Markus Zusak



Martı Yayınları
574 Sayfa

  Daha önceden yazarın Hiç Kimse Sıradan Değildir adlı kitabını okumuştum. Onu okumamdaki sebep aslında bu çok beğenilen Kitap Hırsızı'nı okumak içindi. Yazarın Türkiye'de çıkan ilk kitabı nasıl diye bu kitaptan önce okumak istemiştim. O kitabı okuduktan sonra istediğim tadı pek alamamıştım bu nedenle de bu kitabı geç okuduğum için çok üzüldüm. 
  Nazi Almanya'sında okuma yazma bilmeden bir olay sonucu elinde aldığı ilk kitaba sevdalanan Liesel. Kitabı okuyabilmek için çalışmalara başlar ve elinde artık sadece tek kitap olmaz. Bir kitap için neler yapılır, ne anlam ifade eder Markus Zusak bunu çok çok güzel yansıtmış. Sadece kitapla kalmayıp o dönemde yaşayan çatışmalar, sorunlarla birlikte gerçek anlamda içime işledi. Hikayeyi anlatan da çok farklı olunca kitap mükemmele ulaştı benim için. 
  Kitap bittiğinde önceki kitapla bu kitabın yazarı aynı mı sorusu takıldı ve kesinlikle hayır diyorum. İstediğimi bu kez buldum. Filmi sanırım Şubat 2014'te çıkacak, bunu okuyup bir de filmine gitmek harika olacak. Eğer okumadıysanız şu soğuk günlerle birlikte bu kitap çok güzel gider...

12 Kasım 2013

Kitap Alışverişi #10


  Evdeki çokça alınan kitapları görüp daha da kitap almayacağım demiştim ama yok hemen bozdum. 1-2 hafta önce hiç gitmediğim bir sahafa gidip nadir kitapta görüp Çalıkuşu'nun eski basımını almaya gitmiştim. Sonra tozlu bir şekilde gördüğüm Charles Dickens'ın İki Şehrin Hikayesi ve Emile Zola'nın Germinal'i eklendi. 
  Ankara Bahçelievler 3. Cadde'nin ara sokağında Han Kitabevi var oranın sahibi çok ilgiliydi ciltli eski basım kitaplara baktığımı anlayınca bana önerilerde bulundu ve elim kolum dolu çıktım :) Yüksek raflarda kitaplar olup tam giremediğim yerler olunca biraz bakamadım daha da baksam bilmiyorum nasıl olurdu. Tüm paramı yatırırdım herhalde. 


  Rüzgar Gibi Geçti'yi rafta görünce meşhur olan filmin kitabını hemen almak istedim. Çalıkuşu'nun yaprakları kopsa da şu halini okumak istedim. Evdeki Çalıkuşu'nu yıllar önce okuyup birine vermiştim. Yerine bu kitabın gelmesi harika oldu. Fırtına Çıkınca kapağı nedeniyle geldi. 


  Germinal'in cildi çok güzel, daha önce aldığım bir kitabın cildinin farklı rengiymiş zaten. John Steinbeck'i görünce yine kaptım. Öbür kitapta Charles Dickens. 


  Tom Jones'u kapağına vurulup aldım ve kitabevinin sahibi övgüyle bahsetti. Eve gelip bir kitabın içini açtığımda o da Tom Jones imiş. Ama onun kapağı olmayınca aklımda kalmamış. O kitap o zaman hediye edilmeyi bekleyecek. Anna Karenina'yı önceden ciltli almak istiyordum sonra almayı unutmuşum yine kitabevinin sahibi gösterince kaptım :) Madame Bovary'i bırakacaktım çok kitap aldım diye bütçemi kat kat aşmıştım. 5 tl'ye verince aldım. 
  Sonuç olarak böyle yerlere tek kitap diye gidip de çok kitapla çıkmaya hazırlıklı olmak lazımmış. ^^

(Not: Ankara'da yaşayan olarak Tüyap'ta olmaması nedeniyle Tüyap'a gidip aldıklarını gösterenleri çok çok kıskanma amacıyla bu yazı hazırlanmıştır. Seneye evdeki okunmamışları bitirip para biriktirerek gitmeyi planlıyorum.   )